
Berlinli
Apartmanı, polisiye romanları çeviren kahramanımız Oya’nın, bize ilk bakışta
oldukça huzurlu görünen hayatından bahsetmesiyle başlıyor: Oya, yönetmen
ağabeyi Ozan’ın yardımıyla, kendisine çocukluğunun geçtiği Bahariye’de şirin mi
şirin bir ev almış, apartmandaki komşularının yakın ilgisinden hoşnut evine
alışmakla meşguldür. Çok iyi anlaştığı ağabeyi ve eşi ile sık sık görüşmekte,
biraz asosyal olmasına rağmen mümkün oldukça onlarla farklı ortamlara girmeye
çabalamaktadır. Bu arada apartmanda tanıştığı komşularından balerin Elif’le
kısa sürede kaynaşmıştır; Elif’in dışa dönük ve eğlenceyi seven kişiliği Oya’ya
çok iyi gelmektedir.
Oya, yavaş yavaş
apartmanın hikayesini öğrenir ve diğer komşuları ile de tanışmaya başlar.
Apartmanı çok sevdiği Berlinli eşi için yaptıran Mustafa Bey, emeklilik yıllarını
burada eşiyle huzur içinde geçirmiştir. Güller, palmiyeler, defne ağaçları ile süslü,
apartman sakinlerinin yazları birlikte çay içip dertleştiği bahçesiyle sayfiye
evi görüntüsündeki apartman, Mustafa Bey ve eşinin ölümünden sonra, akrabaları
tarafından daire daire satılmıştır. O tarihte apartmana yerleşen yeni sahipler
de apartmanı çok sevmişler, deyim yerindeyse ona gözleri gibi bakmışlardır.
Oya’nın apartmana taşındığı günlerde yetmişlerini süren bu insanlar, eskiden
beri birbirini bilen, tanıyan, pek çok sevinci, doğumu, ölümü birlikte yaşamış,
birbirine kol kanat geren iyi komşulardır.
İki eşini de kalp
krizinden kaybetmiş ancak enerjisi gençlere taş çıkartan Farika Hanım; birlikte
yaşayan Matild ve Natali kardeşler;
emekli jineokolog, apartman yöneticisi, biraz mesafeli Bünyamin Bey; binada
kiracı olarak ofisleri bulunan Kaan ve Barbaros ve oğluna aşırı düşkün Ahsen
Hanım ve oğlu Rauf bir çırpıda Oya’nın hayatına böylece dahil olurlar. Yeni
evinde Ed Gein romanı çevirip, sıkıldığında polisiye ya da gerilim izleyen
kahramanımız, bu kadar şanslı olduğuna inanamaktadır; bir de sevgilisi olsa
yaşadığı hayat masaldan farksız olacaktır.
Ancak, tabii ki
polisiye bir romanda işlerin tersine döndüğü ya da bizim buzdağının görünmeyen
kısmına bakmaya başladığımız bir an gelecektir: Berlinli Apartmanı, Elif’in
sevgilisi Timur’un apansız ölümü ile bir Merkür Retrosu’na tutulmuş gibidir. Ahsen
Hanım’ın aniden Yalova’ya taşınmaya karar vermesi ve kendisine ulaşılamaması,
oğlu Rauf’un annesi ile ilgili soruları geçiştirmesi, zaten psikolojik
sıkıntıları olan Natali’nin iyice kötüleşip eskiye dair cinayet hikayeleri
anlatması Oya’nın aklına olmadık şeyler getirecektir. Üstüne üstlük evinde
rastladığı Arapça yazılar, O’nu hiç inanmadığı halde falcılara, cincilere taşıyacaktır.
Öykünün devamını
meraklı okuyuculara bırakalım. Yaprak Öz, okuyucuyu ilk sayfalardan itibaren
avucunun içine alan, sonu tahmin edildiği halde okumaktan keyif alınan bir dil
ile kitabı kotarmış. Akıcı diyaloglarla ilerleyen roman, eskileri, eski günleri
ve komşuları özlemle ananlar için birebir.
Berlinli
Apartmanı, Yaprak Öz, Maceraperest Kitapları
Dünya Kitap/ Polisiye Vadisinden/ Ocak 2020
Yorumlar