LARS KEPLER’DEN ÜRPERTİCİ BİR SERİ KATİL HİKAYESİ


Lars Kepler, Alexandra Coelho Ahndoril ile Alexander Ahndoril çiftinin takma adı. İkili Joona Linna karakteri üzerine romanlar yazmaya 2011’de ‘Hipnozcu’ ile başlamış. Serinin yedinci kitabı ‘Kum Adam’, Haziran 2019’da Algan Sezgintüredi çevirisi ile Doğan Kitap’tan yayınlandı.
Başkahramanımız Joona Linna, İsveç Ulusal Kriminal Soruşturma Bölümü’nde başarılı bir detektiftir. Ancak uzun yıllardır izini sürdüğü bir seri cinayet vakası yüzünden hayatı oldukça sarsılmıştır: Birlikte çalıştığı arkadaşı Samuel’le peşine düştükleri Jurek Walter’ın cinayet ve cinayete teşebbüsten yakalanıp bir hastanenin güvenlikli biriminde tecrit altında tutulmasını sağlamış olsalar da, Walter’ın ülke genelinde ve hatta yurt dışında birbirinden bağımsız gibi görünen yaklaşık yirmi civarında intihar, ortadan kaybolma vakaları ile ilişkisi olduğunu iddia etmişler ancak delil yetersizliğinden bu savlarını ispatlayamamışlardır. Walter’ın tecrit kararının açıklandığı mahkeme sonrası Linna’ya, ortağının önce çocuklarının sonra karısının ortadan kaybolacağını; ardından onları bulmaktan ümidini kesince Samuel’in intihar edeceğini söylemiş; tehditleri bununla da kalmayıp Linna’nın karısı ve çocuğuna da yönelmiştir.
Joona ve Samuel bu iddiaları yenilgi nedeniyle edilen boş laflar diye düşünse de, Walter’ın kehanetleri gerçek olur ve bir süre sonra Samuel ailesini kaybeder. Polis arama kurtarma çalışmalarını sonlandırdıktan ve kendisi de umudunu yitirdikten sonra intihar etmekten başka çıkar yol bulamaz. Kahramanımız Linna bu aşamada çok zor bir karar alıp eşi ve çocuğunun başka kimliklerle başka bir şehirde yeni bir hayat kurmalarını sağlar. Onları hayatta tutabilmek için tek yol budur O’na göre.
Ortada bulunan başka ceset olmadığı ve kaybolan kişilere ulaşılamadığı için zamanla Walter bir köşede unutulur gider. Tecrit altında yaşadığı hastanede düzgün ve bakımlı fiziği, sakin kişiliği ile yaşamaya devam etmekte ama bu hali ile bile hastane ve güvenlik personeline korku salmaktadır. Bu şekilde geçen on üç yılın sonunda Stockholm’ün dışında hasta ve yarı baygın bulunan bir genç adam, Mikael Kohler-Frost, davanın seyrini değiştirir. Mikael, henüz küçük bir çocukken kız kardeşi ile ortadan kaybolmuş ve yıllar süren arama çalışmaları sonuç vermeyince çocukların suda boğulduğuna kanaat getirilmiştir. Ancak Linna, başından beri O’nun ve kardeşinin de Walter’ın kurbanları arasında olduğuna inanmaktadır. Bu gelişme ile birlikte, Joona Linna’nın da içinde yer alacağı, Ulusal Kriminal ile İç Güvenlik birimlerinin gizli ve tehlikeli harekatı başlayacaktır.
Yazarın çizdiği Jurek Walter karakteri gerçekten sahici ve ürkütücü. Son derece zeki bir adam olan Walter, planlarını o kadar sinsi bir şekilde yapıyor ki, polis teşkilatının onu yakalaması ya da O’na yardım eden gizli gölge ‘Kum Adam’ın kimliğinin ortaya çıkarılabilmesi kolay olmuyor. Peki Walter sonunda yakayı ele veriyor mu? Bunu da okuyucuların kendilerinin öğrenmesine imkan verelim.
Kum Adam, olay örgüsü, konusu ve sağlam kurulmuş karakterleri ile insanı etkileyen, başarılı bir roman.
Keyifli okumalar dileğiyle.

Lars Kepler, Kum Adam, Doğan Kitap, Çeviri: Algan Sezgintüredi
Dünya Kitap/ Polisiye Vadisinden/ Ekim 2019

Yorumlar