İŞSİZLİK ÜZERİNE

Habertürk genel yayın yönetmeni Doğan Satmış, 33 yıllık çalışma hayatının ardından 2014’de
işten çıkartılır. Peki, günün 24 saati haber peşinde koşan bir gazeteci bu durumda ne yapar, 
neler düşünür, nasıl yaşar? Doğan Satmış’ın belki biraz da kendini rahatlatmak için tuttuğu
günlük, Bir İşsizin Günlüğü, kesinlikle okuyuculara dokunacak, gülümsetecek ve işsizler
ordusu neferlerine bir nebze umut olacak.

Günlük Satmış’ın insanların kendi yarattıkları ortamlarla kendilerini nasıl olumsuz etkileyip
zora soktuklarını dile getirerek başlıyor kitaba. Daha bir iki asır önce tek derdi tarlasını ekip
biçmek, kış için odun toplamak olan insanın, şehirleşme ile birlikte çalışmanın şart olduğu bir
sistemde yaşamaya başladığının altını çiziyor. Çalışmaya alışan insan, işini kaybedince
bunalıma girebiliyor; toplum baskısı ile suçluluk hissediyor diye ekliyor.

Yazar, işten ayrıldığı ilk günlerde, rutin olarak yaptığı Boğaz kıyısı yürüyüşlerine devam
ediyor. Zamansızlıktan görüşemediği arkadaşlarıyla buluşuyor; günlerini keyifli geçirmeye
çalışıyor ve işsiz kalanlara da davetlerden, buluşma tekliflerinden kaçınmamalarını salık
veriyor.

Gazetecilikten gelen alışkanlıkla psikiyatr tanıdıklarından işsizlik konusunda görüş istiyor ve
kitabında bizlerle paylaşıyor: Dr. Emine Satmış Yavuz, insanın 65 yaşından önce emekliliği
düşünmemesini öneriyor. İşsizlik sonrasını ise 3 ayrı dönem olarak ele alıyor. İlk üç ay balayı
dönemi olarak isimlendiriliyor. İşsiz kalanın daha iyi bir iş bulma ümidi taşıdığı, kişinin eski
işiyle aynı seviyede iş olanaklarını değerlendirdiği bir dönem bu. İkinci üç aylık dönem,
insanın gelecek planları ile geçmişe yönelik karamsarlıklar arasında bocaladığı bir süreç olarak
görülüyor. Bu dönemden sonra işsizliği kabullenme dönemi başlıyor. Psikiyatrlar ikinci üç
aydan sonra depresyon belirtilerinin başlayabileceği konusunda uyarıyor bizleri. İnsan ya
bulunduğu konumu sahiplenip mutlu bir şekilde yaşamına devam ediyor, ya da kendisini
dine, alkole, rahatlatıcı bir yeniliğe sürükleyebiliyor. Uzmanlar bu dönemin tehlikeli bir dönem
olduğunu ve yeni alışkanlıklar (bunlar çocuk yurtlarına gitmek, hayvan barınaklarını ziyaret
etmek gibi takdir görecek türden bile olsa) edinilmemesi ve insanın her zamanki gibi
yaşaması gerektiği konusunda ısrarlılar.

Doğan Satmış’ın kitabında birkaç yerde altı çizilen ve iş arayanlara ilham verecek konular var.
Bunlardan ilki internet sitesi açmak, internet üzerinden iş yapmak. Kitapta bu konuda başarılı
olmuş pek çok örneğe yer verilmiş. Üstelik, yazılı gazeteciliğin giderek zayıfladığı ve sosyal
medyanın hayatımıza egemen olduğu bu süreçte, internet üzerinden gazeteciliğin ve
haberciliğin önemine de değinilmiş ve gençlere bu yolda ilerlemeleri salık verilmiş.

İnternet üzerinden iş aranacak adresleri ve linkedin’i artık duymayanımız yoktur ama sadece
bunlardan değil, projesi olup maddi açıdan desteğe ihtiyacı olanlar için “kickstarter”,
“crowdfon” ve “halalfunder” ve benzeri sitelerden de bahsediyor yazar.

Turizm, bar/lokanta açma gibi girişimlerde bulunacaklara da tüyoları var Satmış’ın. Olumlu,
olumsuz aldığı görüşleri paylaşıyor kitabında. Bir de sıklıkla SGK sisteminin aksayan yönlerine
dikkat çekiyor; bu alanda danışmanlık yapmanın ciddi bir gelir kaynağı olduğunu da ekliyor.
Yazar, medya dünyasından bir isim olunca, haliyle medya patronlarından, yazarlara; iş
adamlarından sanatçılara yabancısı olmadığımız pek çok isimle, pek çok anı da yer buluyor
kendine bu günlükte. Eğlenceli, esprili dili ile bir çırpıda okunuyor kitap.

Satmış’ın işsizlikle imtihanı çok da uzun sürmüyor; 3 ay sonra Cumhuriyet’te işe başlıyor.
Yazarın dediği gibi, bir başkası için çalışan herkes bir gün işsiz kalacak. Bu durum
kaçınılmazsa, tek temennimiz, işsizlik süreçlerimizin Doğan Satmış’ın ki kadar huzurlu, öğretici
ve dinlendirici geçmesi olabilir ancak.

Bir İşssizin Günlüğü, Doğan Satmış, Doğan Kitap
Dunya Kitap / Temmuz 2015

Yorumlar