MUTLULUK

Diferenciais » Colégio EllosBirleşmiş Milletler 2012’den beri 20 Mart’ı uluslararası Dünya Mutluluk Günü olarak kutluyor. Amaç, insanların mutluluğu hatırlamaları ve kutlamaları.

Gerek yazılı basında, gerek sosyal medyada insanların genel olarak mutsuzluktan şikayet ettiğini görüyoruz. Herkes mutlu olmanın derdinde. Peki ama mutluluk ya da mutsuzluk kavramı tam olarak nedir? Mutluluk, sevinç ya da coşku mudur? Memnuniyet midir? Yoksa daha fazlası mı?

Yıllarca uluslararası satış ve pazarlama sektöründe çalışan Müge Çevik, iş hayatı içinde tanıştığı koçluk kavramını kendine yakın bularak bu konuda çeşitli eğitimler almış. 2011 yılında Gestalt Felsefesi ile tanıştıktan hemen sonra koçluk ve danışmanlık firmasını kurmuş. Burada, herkesin kendi hayatındaki eksik parçayı aradığı Mutluluk Kulübü adındaki koçluk grubu çalışmasını yürütmüş. Çevik’in Mutluluk Kulübü isimli kitabı, bu çalışmaların bir ürünü olarak ortaya çıkmış.

Çevik, esas olanın mutluluğa giden süreç olduğunu, amaca veya sonuca odaklanmanın mutsuzluktan başka bir şey getirmeyeceğini söyleyerek başlıyor söze. Hepimizin sıklıkla mutluluğu, sevinç, haz ya da memnuniyetle karıştırdığımızı; mutluluğun diğerlerinin aksine dış etkenlere bağımlı olmadığını, insanın içinden geldiğini ve uzun soluklu olduğunu belirtiyor.

Çevik, mutluluğu anlama sürecinde olumsuz olaylara verdiğimiz tepkileri yeniden değerlendirmemiz gerektiğini söylüyor. Bizi rahatsız eden bir olayda, olaya sebebiyet veren kişiye öfkelenmek, kızmak, hırslanmak daha kolay gelir. Halbuki  dikkatimizi uyarandan çok yaşananların bizde uyandırdıklarına yöneltebilirsek mutluluk yolculuğunda önemli bir adım atmış oluyoruz yazara göre. Organların dili bölümünde yazar, yaşadığımız hastalıklara farklı bir gözle bakmayı öneriyor; problemli organın psikilojik, zihinsel bağlantıları üzerinde duruyor. Kalp rahatsızlığı çeken birinin sevgi ve ilişkiler konusunda sorun yaşıyor olabileceğine, mide problemlerinin yaşadıklarımızı içimize sindiremediğimiz durumlarda ortaya çıkma olasılığına değiniyor.

Çevik, mutlu olmak istiyorsak sadece farkındalığın yetmeyeceğini, bir adım öteye geçip mutsuz olduğumuz durumları dönüştürme sorumluluğunu almamız gerektiğini yazıyor. Aklımıza koyduğumuz şeye, gönlümüzün de razı olması gerektiğini ve irademizin sapasağlam bu kararın arkasında olması şartını koyuyor.

Kitabın bence en can alıcı bölümü, haddini bil, sınırlarını çiz başlıklı olanı. Yazar, kişi kendi nefsinin sınırlarını çizerken aynı zamanda ilişkide olduğu insanlara da kendi sınırlarını kabul ettirebilmeli diyor. Aksi takdirde, kişinin kendini kurban konumuna sokarak mutsuzluk batağında debeleneceği uyarısında bulunuyor.

Mutlulukta bir sonraki adım sadeleşmekten geçiyor. Bedensel, duygusal ve zihinsel anlamda fazlalıklardan arınmak, tüm bağımlılıkları geride bırakmak ve sonrasında tüm olumsuz yüklerden özgürleşmek gerekiyor. Çevik, mutluluğun olmazsa olmazı gönülden hesapsız ve yargısız kabullenmedir diyor. Kader ile kavga etmeyi bırakmayı öneriyor.

Nazım Hikmet, sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin, diye sorar Abidin Dino’ya. Hiç kolay değil, mutluluğun tarifini yapmak, yazmak. Çevik’in kitabı genel olarak kader ve teslimiyet  üzerinden kurgulanmış bir mutluluk tarifi yapıyor diyebiliriz. Hayatımızdaki olumsuz duyguların yükünü hafifletmek için verilen ipuçları huzur bulmak isteyenlere fayda sağlayabilir.

Mutluluk Kulübü, Müge Çevik, Libros Yayıncılık
Dünya Kitap / Nisan 2015

Yorumlar