
Yazar
ebeveynliğin zorluğuna ancak öğrenilebilir olmasına dikkat çekerek kitaba giriş
yapıyor. Ardından duymaya henüz alıştığımız ebeveyn ve aile koçu kavramını
açıklıyor. Bir koçtan destek alacak ailelerin neye dikkat etmeleri gerektiğini
ve ebeyevn koçunun sorumluluklarını anlatıyor.
Kitap,
belli başlı konu başlıklarına ayrılmış. Her bölümde o konuya dair yazılar bir
araya getirilmiş. Disiplin başlıklı ilk bölümde anne baba olarak çocuklarımıza
saygı duymayı ihmal ettiğimize değinilmiş. Oysaki sadece sevmenin yeterli
olmadığı, ileride çocuğumuzun saygı duyulan bir birey olmasını arzuluyorsak ona
öncelikle bizim saygı duymamız gerektiğinin altı çizilmiş. Saygı ve sınırlar
konusu da bir kaç ayrı yazıda ele alınmış; anne babanın çocuğun her dediğine
evet deme zorunluluklarının olmadığı, istemediği zaman hayır deme şanslarının
olduğu hatırlatılmış.
Ebeveyn
Olmak isimli ikinci bölümde, hamilelik dönemi öncesinde dikkat edilmesi gerekenler,
hamilelik, ebeveynin bunalmış ve yorgun hissettiğinde neler yapabileceği,
çocuklarla ilgili beklentilerimiz ve ayrıca çocuk eğitiminde kesinlikle işe
yaramayan rüşvet ve ceza, kıyaslama gibi konular yer alıyor.
Günlük
Hayat isimli bölüm, kişisel gelişim uzmanlarının bize sık sık önerdiği ve
çocukları bu işin ustası olarak nitelendirdikleri An’da kalmak kavramı ile
başlıyor. Yazar, çocukların dünü, bugünü, bir kaç saat öncesi ve sonrasını
düşünmeden o an ne yapmakta ise ona odaklandığını, bütün enerji ve dikkatini bu
işe verdiğini hatırlatıyor. Biz ebeveynlerin de mutlu olabilmek ve
çocuklarımızı da mutlu edebilmek için onlarla vakit geçirirken ve oyun oynarken,
televizyon izlemeyi, telefon karıştırmayı bırakıp tüm dikkatimizi çocuğumuza
yöneltmemiz gerektiğini söylüyor. Çocuğumuzla ancak bu şekilde yüksek kaliteli
zaman geçirebileceğimizin altı çiziliyor.
İletişim
başlıklı bir diğer bölümde empati kurmanın önemine, çatışma ve inatçılık
konularına yer verilmiş. Bence oldukça önemli ve ilginç bir konu şiddetsiz
iletişimin pek çok yazıda sözü edilse de, detaya girilmemiş; bu konu daha
öğretici ve eğitici ele alınabilirmiş sanki. Dinleme becerisi ve çocuğumuzu
doğru duyabilmemizin önemine dair yazılar da bu bölümde.
Kardeşler
bölümünde sık sık tekrarlanan önemli bir soru var ebeveynlere: yeniden anne
baba olmayı istiyor musunuz / buna hazır mısınız? İkinci çocuk kararının anne
babanın sorumluluğunda olduğu, sadece ilk çocuğa kardeş olsun diye çocuk
yapmanın mantıklı bir dayanağı olmadığı belirtiliyor. Önemli olan, çocuğumuzu
hayatta kime güvenip kime güvenmeyeceğini bilecek ve dostlarını buna göre
seçecek şekilde yetiştirmemizdir deniyor.
Okumak
isimli bölümde gerçekten hoş ve düşündürücü yazılar var. Anne babanın bu konuda
çocuğa rol model olmasının çocuğun hayatını nasıl etkilediği konu edilmiş. Anne
karnındayken kendisine kitap okunmaya başlanan çocuğun dil becerisini çok daha
erken edinip kendisini yaşıtlarına oranla daha rahat ifade edebildiği
belirtilmiş. Oyun isimli son bölümde Örsel, çocuğun en önemli işinin oyun
olduğunun ve çocuğumuzla oyun oynamaya az da olsa her gün mutlaka zaman
ayırmamız gerektiğini söylüyor. Bu başlık altında okul, karne, yaz okulları,
zorbalık ve taciz konularına da yer verilmiş ama sanki bunlar ayrı bir bölümde
toplanabilirmiş.
Sedef
Örsel’in yazıları, kısa, akıcı ve insanı okuyup düşünmeye sevkediyor. Ancak bu
yazılar bir kitap formatına sokulurken birbirini tekrar eden yazılar ve
paragraflar elenebilirdi, bazı konular daha ön plana çıkarılabilirdi bence. Yine
de okumaktan keyif alacak ve özellikle çocuğunuzla ilişkiniz için
esinleneceğiniz pek çok şey bulacaksınız kitapta.
Çocuklarla
El Ele Ebeveynlik Yolculuğum, Sedef
Örsel, Gün Yayıncılık
Akşam Kitap / Ağustos 2014
Akşam Kitap / Ağustos 2014
Yorumlar