Psikoterapist A. Kadir Özer, Kişiliğin mi Var Derdin Var isimli eserinde, içimizdeki kişilikler ailesini sorguluyor. İnsan olarak birbirimize verdiğimiz değerleri, kendimizi değerlendirirken düştüğümüz yanlışları, birbirimize taktığımız etiketleri ve bu etiketlerin hayatımızı nasıl etkilediğini anlatıyor.

Kitapta, Özer’in geliştirdiği Bilişsel Varoluş Terapisi ekseninde ben değeri, kişilik-kişiliksizlik, kaygı, kimlik sorunları ve benzeri konular; yazarın terapilerinden esinlenerek kurguladığı örnek vakalarla ele alınmış. Giriş yazısında çok küçük yaşlardan itibaren, başarı-başarısızlık, saygı-saygısızlık, önemli-önemsiz gibi değer verme sistemini içselleştirdiğimizi ve değer biçmenin bir gelişim aracı olduğunu belirtmiş yazar. İnsanın, kutuplaşmış birçok kişilikten oluşmuş bir “kişilik ailesi” olduğunu eklemiş.
Yazar insan borsası adı altında, çocukluktan itibaren değer kavramını nasıl içselleştirdiğimizf anlatıyor. Yazara göre, yemek yediği için akıllı çocuğum şeklinde sevilen çocuk yemek yemediğinde sevilmemeye aday olduğunu gözlemler ve düşünce şeklini bu yönde oluşturur. Dolayısıyla biz yetişkinler sadece hangi ortamda nasıl davranılacağı değil nasıl düşünüleceği konusunda da çocukları etkilemiş oluruz.
Yazarın ilkokul döneminde yaşadıkları ise etiketlenmenin hayatımızı nasıl değiştirebileceğine güzel bir örnek. Yazar henüz küçük bir çocukken, öğretmeninin sorduğu soruya doğru cevap veremediği için tembeller sırasına oturmakla cezalandırılır.Önce çok çalışarak eski yerine dönmeye çabalar. Ancak bir kere tembel olarak etiketlendiği için kaygılı bir psikoloji içine girer ve başarılı olamaz. Zaten birkaç denemeden sonra "öğretmenim haklıymış" der ve tembelliğini kabullenir. Yazarın başka bölümlerde de bahsettiği üzere olumsuz etiketler bizi başarısızlığa yöneltirken, olumlu etiketler ise başarının yolunu açıyor.
Kitapta birbirimizi, başarılı-başarısız, akıllı-akılsız, dürüst-yalancı vb. sıfatlarla değerlendirirken, gözümüzden kaçırdığımız çok önemli bir noktanın altını çiziyor yazar: Aslında bir insanın sürekli başarılı olması gibi bir durum söz konusu olamaz.
Her insanın başarılı ve başarısız olduğu; dürüst davrandığı, beyaz da olsa yalan söylediği vb. olaylar vardır. Dolayısıyla aslında bu sıfatlar kişinin değerine değil davranışlara dairdir. Tek bir olaya bakarak bir kişiye bir değer biçmek bizi yanlışa sürükler. İnsan olarak kendimizi bu şekilde tek bir değerle, yani yazarın deyimiyle tek bir kişilikle, değerlendirmek bizi önce kaygıya sonra mutsuzluğa sürükler.
A. Kadir Özer'e göre insan, içinde taşıdığı birbirinden farklı benlerin, kişiliklerin farkına vararak, bunların her birinin zaman zaman öne çıkabileceğini bilerek ve olumlu olumsuz hepsine eşit mesafede durarak kendini değer biçme ve biçilme kaygısından kurtarabilir. Kitapta özellikle işte, okulda başarılı bir kariyer çizerken birbirinden farklı nedenlerle başarısızlık yaşayan - ya da öyle olduğuna inanan- insanların hikayelerini okuyoruz.
Hepsi de modern yaşamın bize dayattığı, daha başarılı olmak, daha çok çalışmak, en iyi olmak şeklindeki sele hiç düşünmeden atlamamızın bize getirdiği yükle ilgili.
"Kişiliğin mi Var Derdin Var", kendimize ben kimim yerine ben kimlerim sorusunu sormaya cesaret edebilmek için bir giriş kitabı.
Kişiliğin mi Var Derdin Var, A. Kadir Özer, Remzi Kitabevi
Dünya Kitap / Eylül 2014 / Popüler Psikoloji

Kitapta, Özer’in geliştirdiği Bilişsel Varoluş Terapisi ekseninde ben değeri, kişilik-kişiliksizlik, kaygı, kimlik sorunları ve benzeri konular; yazarın terapilerinden esinlenerek kurguladığı örnek vakalarla ele alınmış. Giriş yazısında çok küçük yaşlardan itibaren, başarı-başarısızlık, saygı-saygısızlık, önemli-önemsiz gibi değer verme sistemini içselleştirdiğimizi ve değer biçmenin bir gelişim aracı olduğunu belirtmiş yazar. İnsanın, kutuplaşmış birçok kişilikten oluşmuş bir “kişilik ailesi” olduğunu eklemiş.
Yazar insan borsası adı altında, çocukluktan itibaren değer kavramını nasıl içselleştirdiğimizf anlatıyor. Yazara göre, yemek yediği için akıllı çocuğum şeklinde sevilen çocuk yemek yemediğinde sevilmemeye aday olduğunu gözlemler ve düşünce şeklini bu yönde oluşturur. Dolayısıyla biz yetişkinler sadece hangi ortamda nasıl davranılacağı değil nasıl düşünüleceği konusunda da çocukları etkilemiş oluruz.
Yazarın ilkokul döneminde yaşadıkları ise etiketlenmenin hayatımızı nasıl değiştirebileceğine güzel bir örnek. Yazar henüz küçük bir çocukken, öğretmeninin sorduğu soruya doğru cevap veremediği için tembeller sırasına oturmakla cezalandırılır.Önce çok çalışarak eski yerine dönmeye çabalar. Ancak bir kere tembel olarak etiketlendiği için kaygılı bir psikoloji içine girer ve başarılı olamaz. Zaten birkaç denemeden sonra "öğretmenim haklıymış" der ve tembelliğini kabullenir. Yazarın başka bölümlerde de bahsettiği üzere olumsuz etiketler bizi başarısızlığa yöneltirken, olumlu etiketler ise başarının yolunu açıyor.
Kitapta birbirimizi, başarılı-başarısız, akıllı-akılsız, dürüst-yalancı vb. sıfatlarla değerlendirirken, gözümüzden kaçırdığımız çok önemli bir noktanın altını çiziyor yazar: Aslında bir insanın sürekli başarılı olması gibi bir durum söz konusu olamaz.
Her insanın başarılı ve başarısız olduğu; dürüst davrandığı, beyaz da olsa yalan söylediği vb. olaylar vardır. Dolayısıyla aslında bu sıfatlar kişinin değerine değil davranışlara dairdir. Tek bir olaya bakarak bir kişiye bir değer biçmek bizi yanlışa sürükler. İnsan olarak kendimizi bu şekilde tek bir değerle, yani yazarın deyimiyle tek bir kişilikle, değerlendirmek bizi önce kaygıya sonra mutsuzluğa sürükler.
A. Kadir Özer'e göre insan, içinde taşıdığı birbirinden farklı benlerin, kişiliklerin farkına vararak, bunların her birinin zaman zaman öne çıkabileceğini bilerek ve olumlu olumsuz hepsine eşit mesafede durarak kendini değer biçme ve biçilme kaygısından kurtarabilir. Kitapta özellikle işte, okulda başarılı bir kariyer çizerken birbirinden farklı nedenlerle başarısızlık yaşayan - ya da öyle olduğuna inanan- insanların hikayelerini okuyoruz.
Hepsi de modern yaşamın bize dayattığı, daha başarılı olmak, daha çok çalışmak, en iyi olmak şeklindeki sele hiç düşünmeden atlamamızın bize getirdiği yükle ilgili.
"Kişiliğin mi Var Derdin Var", kendimize ben kimim yerine ben kimlerim sorusunu sormaya cesaret edebilmek için bir giriş kitabı.
Kişiliğin mi Var Derdin Var, A. Kadir Özer, Remzi Kitabevi
Dünya Kitap / Eylül 2014 / Popüler Psikoloji
Yorumlar