Okur yazar ve çocuğunu daha iyi yetiştirme
telaşı içindeki hemen her bilinçli anne baba kitap, dergi, televizyon ve
internet aracılığıyla ebeveynlikte son moda akımların en az birkaçından
haberdar günümüzde. Bağlanma kuramı, doğal ebeveynlik, aşı karşıtlığı, eko
ebeveynlik ve daha bir çok yaklaşım temelde mutlu ve sağlıklı çocuk/aile hedef
ve sloganıyla yola çıkıyor. Ancak neredeyse yeni bir din gibi benimsenen bu
akımlar yüzde yüz işe yarıyor mu?
Müzisyen Gülüş Türkmen, reklamcılık eğitimi
aldıktan sonra çeşitli kuruluş ve STK'larda tasarım ve tanıtım sorumlusu olarak
çalışmış, çeşitli dergilere müzik
yazıları ve eleştirileri yazmış. 2010 yılında "Annemin Karnında Bir Bebek
Var " kitabını yayınlamış ve aynı yıl Alternatif Anne e-dergisini kurmuş.
Çeşitli terapist ve psikologlardan aldığı dersler sonrası Adele Faber ve Elaine
Mazlish'in "Çocuğumuzla Nasıl Konuşursak Bizi Dinler" atölyelerinin
ilk temsilcisi olmuş.
Günümüzde moda olan akımlara mesafeli bir
yaklaşım sergileyen yazar kitabında anne babanın söz konusu akımları ince
eleyip sık dokumasını, bilimsellikten sapmamasını ve gümbür gümbür bilgi
kirliliğinin yaşandığı bu çağda doğru olanı yanlış ve safsata olandan
ayırabilmesi gerektiğini söylüyor.
Tabii ki bunu yapmak kolay değil ama
yazarın kitabında değindiği gibi anne babanın destek alacağı anne baba
atölyeleri, pedagog ve psikiyatrist gibi pek çok konu uzmanına ulaşmak aslında
çok kolay. Fakat biraz da toplumsal alışkanlık nedeniyle olsa gerek, nasıl ki
yorgan döşek olmadan doktora gitmeyi pek aklımıza getirmiyorsak durum çok
ciddileşene kadar bu mercilerin kapısını çalmayı da pek düşünmüyoruz; ya da
kendimize yakıştıramıyoruz.
Yazar kitabında annelik tarzınızı biliyor
musunuz diye soruyor. Annelik tarzımız yaşam tarzımızdır diyen yazar , eğer
7/24 süregiden bu mesaide uyku ve yemek saatleri mücadele gerektiriyorsa, anne
ve çocuk birbirine gereğinden fazla bağımlıysa annelikten zevk alma ve bu zevki
aile ile paylaşma hayal olur diyor.
İyi ebeveynlik iddiasındaki eğilimler biraz
da kimlik ve markaya verilen önem nedeniyle birer moda haline geliyorlar ve
anneler ben falanca akımı takip ediyorum, falancayı desteklemiyorum şeklinde
söylemlerle neredeyse bir futbol takımı sempatizanı gibiler. Yazar
metalaştırılan bu akımların satın alınabilir hale gelerek tüketim çılgınlığı
halkasına dahil olduğunu belirtiyor.

Yazarın kitapta değindiği bir başka konu da
New Age düşünce felsefesi ve ürünleri. Bilgi ve tecrübeden çok düşünce gücüne
inanan akım ve yarattığı sektör tüm dünyayı etkisi altına alıyor. Dikkat
eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocukları özel yetenekler ve özel bir
amaçla dünyaya gelmiş bireyler olarak lanse ediliyor, annelere ilaç kullanmamaları
salık veriliyor. Böylece doğru teşhis ve doğru ilaç kullanımı ile iyileşme
şansı olan çocukların bu şanları ellerinden alınıyor.
Bence ilginç bir başka bölüm de aşı
karşıtlığı. Bireysel ve ailevi bir karar gibi görünen bu konunun toplum
sağlığını nasıl etkilediği örnekleri ve bilimsel kanıtları ile dile getirilmiş.
Yine bu bölümde doktor kisvesi altında kişisel çıkarları için insanları
kandıran kişiler olduğuna ve sahte bilimden ne şekilde uzak durulabileceğine
değiniliyor.
Kitabın son bölümünde yazar kişisel olarak
kendisinin faydalandığı eserlere yer vermiş. Sadece anne olmayın ve
kişiliğinizden vazgeçmeyin diye uyarıda bulunmuş anne baba dengesinin çocuğun
hayatındaki önemine değinmiş.
Annelik bir kadının kendini baştan
yaratması için altın bir fırsattır diyerek sonlanan kitaba ve yazarına kafamda
soru işaretleri yarattıkları için müteşekkirim.
Anneliğin Ötesinde, Tarihin ışığında
trendlerin gölgesinde çocuk büyütmek, Gülüş Türkmen, Kaknüs Aile Kitaplığı
Dünya Kitap / Bebek Kokulu Kitaplar / Ocak 2013
Dünya Kitap / Bebek Kokulu Kitaplar / Ocak 2013
Yorumlar