ANNE-BABA OLMAK

Prof. Dr. Gülçin Alpöge, Anne-Baba Olmak kitabında yeni anne baba olmuş ya da olacaklara sesleniyor. Çocuğa değil anne babaya odaklanıyor. Bu yaklaşımı ile de alışkın olduğumuz gelişim kitaplarından farklılık taşıyor.

Yazar, insanın hayatında bir takım geçiş dönemleri olduğunu ve çocuk sahibi olmanın ise bu geçiş dönemlerinin en zor ve en heyecanlılarından biri olduğunu söylüyor. Çünkü anne baba olma kararı alındığında yaşam biçiminin değişmesi kararı da alınmış oluyor.

Aileye katılan küçük bireyin gereksinimlerine göre ev düzeni, eşler arası ilişki hatta anne babalarla olan bağlantılar da farklılaşır. Anne baba çocuğu büyütürken yönlendirir; çocuk da anne babanın yaşamını biçimlendirir. Alpöge, karar zamanı başlıklı bölümde çocuk sahibi olmayı planlayan çifte gerçekten çocuk isteyip istemediklerini soruyor, kendi çocukluklarını gözden geçirmelerini, duygularını sorgulamalarını ve zamanlamaya karar vermelerini salık veriyor.

Hamilelikte sadece annedeki fiziki değişiklikler ve bebeğin gelişimine yoğunlaşan kitapların aksine, burada annenin ve babanın psikolojilerine odaklanılmış. Annenin değişkenlik taşıyan duyguları, hamile kaldığını öğrendiğinde annenin hissedebilecekleri, bu dönemde babanın yaşadıkları ve özellikle kıskançlık konusu ele alınmış. Hamileliğin etrafa nasıl duyurulacağı, çocuk için hazırlıklar, çocuk doktoru ve doğum yapılacak hastanenin seçimi gibi basit gözüken ama son derece önem taşıyan konulara değinilmiş.

Bebeğin eve geldiği ilk günler başlıklı bölüm bence anne-baba adaylarının dikkatle okuması gereken noktaları içeriyor. Bebeğe alışırken anne-babanın kendine zaman ayırabilmesi, işleri paylaşabilmesi ve çocuğa gösterecekleri sevgi bu zorlu geçiş döneminde hem anne-babanın yıpranmamasını hem de çocuğun olumlu bir ortamda büyümesini sağlıyor. Bebeğin aile büyükleriyle olan iletişime etkisi de mucizevi bir şey. Annenin gençken annesiyle anlaşamadığını düşündüğü günler geride kalır; barışık düzene geçilir.

Kitabın bir sonraki bölümü çocuğun benimsenmesini ele alıyor; anne baba rolünün benimsenmesi, rollerde geri dönülemezlik ve rollerin taşıdığı toplumsal değerler işleniyor. Özellikle çalışan anneyi esas alan rol çatışmaları (annenin anne ve iş kadını rollerinin çatışması) ve rol beklentileri kitaptaki önemli konu başlıklarından.

Peki bu geçiş döneminde en fazla şikayet edilen konular neler? Yazar bunları işlerin yoğunluğu (her zaman ki işlerin üzerine eklenen bebeğe ait etkinlikler), yorgunluk ve gerginlik, bebeğe bağımlılık ve yalnızlık olarak belirtiyor. Doğum sonrasındaki bunalımları; doğum sonrası hüznü, doğum sonrası bitkinliği, doğum sonrası bunalımı ve psikozu olarak listeliyor.

Çalışan anne bölümünde kadının karşı karşıya kalacağı işim mi bebeğim mi ikilemi işleniyor ve burada alternatif çözüm olasılıklarından bahsediliyor. Kitap konu üzerine araştırmalar ve yazılı basından seçme yazılarla son buluyor.

Prof. Dr. Alpöge, rahat okunan, dikte etmeyi amaçlamadan öğretici olabilen bir eser yazmış. Anne-babayı merkeze alarak irdelediği konulardaki olumlu ve rahatlatıcı tavrın anne-baba adaylarına büyük faydası olacağını düşünüyorum.

Prof. Dr. Gülçin Alpöge, Anne-Baba Olmak, Bilgi Yayınevi
Dünya Kitap / Bebek Kokulu Kitaplar / Nisan 2013


Yorumlar